Her yıl 18 Mart’ta, Türk milletinin bağımsızlık mücadelelerinde önemli bir dönüm noktası olan Çanakkale Zaferi’ni coşku ve gurur içerisinde anıyoruz. 1915 yılında yaşanan bu büyük savaş, yalnızca askeri bir başarı değil, aynı zamanda ulusal kimliğimizin ve bağımsızlığımızın mührünü taşıyan çok önemli bir zaferdir. Bu özel günde, Çanakkale Şehitleri’ni anmak, onların fedakarlıklarına duyduğumuz minneti ifade etmek için birçok etkinlik düzenlenmektedir. Özellikle sosyal medya kanallarında paylaşılan mesajlar ve sözler, bu anlamlı günü daha da özel kılmaktadır.
Çanakkale Savaşı, Türk milletinin azim ve cesaretinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor. Düşmanın güçlü ve sayıca üstün olduğu bu savaşta, Türk askerinin gösterdiği kahramanlık, vatan sevgisi ve fedakârlık, tüm dünyaya mal olmuş bir destandır. "Çanakkale geçilmez" sözü, sadece savaşın sonucunu belirtmekle kalmaz, aynı zamanda Türk milletinin karakterini ve dayanışmasını da simgeler. O dönemde Türkiye, yalnızca genç nesillerinin değil, kadın ve yaşlılarının da vatan savunmasında yer aldığı bir haliyle ikinci bir cephe açmıştır. Bu büyük mücadelede, pek çok genç fidan, vatan uğruna canını feda ederek, bize özgür bir ülke bırakmayı başarmıştır.
18 Mart, sadece bir zafer günü değil, aynı zamanda bir anma günüdür. Bu özel gün, her yıl saygıyla anılan şehitlerimizin ve gazilerimizin hatırlandığı, onların gösterdiği cesareti unutmamak için bir fırsattır. Sosyal medya üzerinden yayılan anlamlı mesajlar, genç kuşakların bu değerli mirası benimsemeleri için büyük önem taşımaktadır. “Bir ölür, bin diriliriz” ve “Vatan için ölmek yoktur, vatan için yaşamak vardır” gibi özlü sözler, bu ulvi mücadelede yer alanların ruhunu yansıtan sözlerdir. Bu gün, yalnızca geçmişi anmakla kalmayıp, aynı zamanda geleceğe dair umutlarımızı da yeşertmek için bir araya geliyoruz. Şehitlerimizi anmak için düzenlenen törenlerde dualar edilirken, milli birlik ve beraberlik duygularımız güçleniyor. Bu anlamda sanatçılar, şairler ve yazarlar da bu günün önemini vurgulamak için eserlerini paylaşarak topluma katkıda bulunuyor.
Bütün bu olgular ışığında, 18 Mart’ın sadece tarihsel bir anlamı yok, aynı zamanda Türk milletinin direniş ve bağımsızlık azminin sembolüdür. Bu günde yapılan etkinliklerle birlikte, milletimiz bir araya gelerek, geçmişten aldığı güçle geleceğini inşa etmeye devam etmektedir. Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünde bir kez daha hatırlıyoruz ki, bu topraklar üzerinde yaşamakta olan her birey, bir mücadele ve fedakarlık tarihine sahiptir. Her 18 Mart’ta, Çanakkale’de canını vermiş olan şehitlerimizi rahmetle anıyor, onların değerine sahip çıkmanın ve gelecek nesillere aktarmanın sorumluluğunu hissediyoruz.
Son olarak, 18 Mart’ta sadece anma programları değil, aynı zamanda şehitlerimizin hikayelerini ve zaferin anlamını gelecek kuşaklara taşımak adına farkındalık oluşturma etkinlikleri de yapılmaktadır. Bu sayede, gençlerimize tarihi bilincin önemini anlatmak ve ülkemizi sahiplenme duygusunu aşılamak hedeflenmektedir. Her yıl düzenlenen bu etkinliklerle, Çanakkale Zaferi’nin ne denli büyük bir anlam taşıdığı, her birey tarafından yeniden keşfedilmekte ve ruhlarda yaşatılmaktadır.
18 Mart Çanakkale Zaferi, yalnızca bir savaşın değil, bir ulusun yeniden doğuşunun da hikayesidir. Bu değerli geçmişimizi anlamak, sahip çıkmak ve geleceğe taşımak için el birliğiyle çalışmak, bizlerin en önemli sorumluluğudur. Bizler, Çanakkale Şehitleri’ni asla unutmayacak ve onların anılarını yaşatmaya devam edeceğiz.