Fındık tarımı, Türkiye ekonomisinin önemli yapı taşlarından biri olarak bilinirken, son zamanlarda yaşanan olumsuz gelişmeler bu sektördeki üreticileri zor durumda bıraktı. Fındık fiyatlarının dalgalanması, düşük verim ve artan maliyetler nedeniyle pek çok çiftçi icralık duruma düştü. Şimdi ise fındık üreticilerinin belini tamamen bükebilecek bir başka sorunla karşı karşıyayız: puan silme cezası! Bu durum, fındık üreticilerinin yalnızca ekonomik kaybını değil, aynı zamanda sektördeki itibarını da tehdit ediyor. İşte, bu çarpıcı gelişmelerin arka planı ve tarım sektörüne etkileri…
Son yıllarda Türkiye, fındık üretiminde dünya genelinde lider konumunu korusa da, ekonomik zorluklar giderek artıyor. Fındık fiyatlarındaki düşüş, üreticilerin yıllık gelirlerinde ciddi kayıplara yol açtı. Özellikle son iki yıl içinde, hammadde maliyetlerinin artışı ve döviz kuru dalgalanmaları nedeniyle pek çok çiftçi borçlarını ödeyemez hale geldi. Bu süreçte icra takibiyle karşılaşan üreticilerin sayısı her geçen gün artarken, haciz uygulamaları da psikolojik bir yıkım yaratıyor. Üreticiler, hem maddi kayıplar hem de sosyal baskılarla karşı karşıya kalarak psikolojik olarak zor bir döneme girdi.
Durum böyleyken, çiftçilerin karşı karşıya kaldığı bir diğer büyük tehdit ise puan silme cezası. Fındık üretiminde belirlenen standartlara uyum gösteremeyen çiftçiler, bu cezayla karşılaşarak hem maddi kayıplarını artırmakta hem de sektördeki rekabet güçlerini kaybetmektedir. Puan silme, üreticilerin devlet desteklerinden ve sübvansiyonlardan faydalanmalarını zorlaştırırken, uzun vadede sektördeki üretim kapasitesini de etkileme riski taşımaktadır. Çiftçiler, bu cezalar nedeniyle zorlukları daha da derinleşen bir ekonomik döngünün içine hapsolmakta.
Fındık tarımında yaşanan bu zorlukların üstesinden gelmek için özellikle devletin ve yerel yönetimlerin yoğun bir şekilde harekete geçmesi gerekiyor. Çiftçilere hedefe yönelik eğitim programları sunarak, modern tarım teknikleri ve teknoloji kullanımı konusunda destek verilmesi önemli bir öncelik haline gelmeli. Ayrıca, piyasa istikrarını sağlamak için daha sürdürülebilir fiyat politikaları oluşturulmalı ve üretim sürecinde meydana gelen kayıplar için acil çözümler üretilmelidir. Aksi takdirde, fındık tarımının geleceği tehlikeye girecek ve binlerce çiftçi ekmek parası kazanmakta güçlük çekecektir.
Bu noktada, fındık üreticileri ve kooperatiflerin dayanışma içinde hareket etmesi de kritik bir önem taşıyor. Birlik olmanın güçlü bir şekilde hissedilmesi ve kaynakların daha verimli kullanılması, çiftçilerin yaşadığı zorlukları birlikte aşmalarına yardımcı olabilir. Türkiye fındığı, dünya pazarında önemli bir yere sahip olmasına rağmen, bu tarz önlemleri hayata geçirmedikçe, çiftçilerin durumu daha da kötüleşecek gibi görünüyor. Umutla beklenen bahar döneminin, fındık üreticileri için yeni başlangıçlar getirmesi temennisiyle…