Son dönemde Ortadoğu'daki gerginliklerin artmasıyla birlikte, İsrail tarafından gerçekleştirilen askeri hareketlilikler dikkat çekiyor. Bu bağlamda, İsrail Genelkurmay Başkanı, Suriye'ye yönelik saldırı planlarını onaylayarak, bölgedeki gerilimi daha da tırmandıracak bir adım attı. Bu gelişme, hem bölge ülkeleri hem de uluslararası kamuoyu tarafından endişeyle takip ediliyor. Peki, bu saldırı planlarının arka planında neler yatıyor?
İsrail'in Suriye'ye yönelik planladığı saldırılar sadece askeri bir strateji olmaktan öte, derin stratejik hesaplamalar içeriyor. Son yıllarda İran’ın Suriye'deki varlığını güçlendirmesi ve bunun yanında Hizbullah gibi grupların Suriye topraklarında etkinleşmesi, Tel Aviv yönetimini rahatsız ediyor. İsrail, bu grupların sürekli olarak sınırlarına tehdit oluşturduğuna inanıyor ve bu durumu bertaraf etmek adına saldırılar düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu savunuyor.
Ayrıca, Suriye devletinin iç savaş sonrası güçten düşmesi ve uluslararası toplumun bu krize olan ilgisinin azalması, İsrail'in bu durumu kendi lehine kullanma stratejisini güçlendirmiş durumda. Özellikle ABD ve Batılı ülkelerin Suriye'deki iç savaş sonrası izlediği zayıf politika, İsrail'i cesaretlendiren bir unsurdu. Genelkurmay Başkanı’nın onayladığı saldırı planları, bu bağlamda İsrail'in stratejik yönelimlerini yansıtmakta.
İsrail’in Suriye’ye düzenleyeceği olası saldırılar, sadece Tel Aviv ile Şam arasında değil, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerle de bir gerginlik yaratma potansiyeli taşıyor. Türkiye, İran ve Rusya gibi bölgesel güçlerin tepkisi merakla bekleniyor. Bu ülkeler, Suriye'de devam eden iç savaşın ve uluslararası müdahalelerin etkisi altında, İsrail’in yeni askeri hamlelerine karşı duruş sergileyebilir. Özellikle İran, bu tür hamleleri kendi sınır güvenliği için büyük bir tehdit olarak görüyor ve gerekli karşılıkları verme konusunda kararlılık sergilediğini her fırsatta dile getiriyor.
Öte yandan, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığı da İsrail’in planlarını bir nebze sınırlayabilir. Moskova, Suriye Devleti’ne verdiği destekle dikkat çekerken, aynı zamanda İsrail ile de diyalog kanallarını kapatmamakta. Yeni bir çatışma ortamının çıkması, Rusya’nın bölgedeki diplomatik dengelerine de zarar verebilir. Bu nedenle, İsrail’in olası askeri operasyonu, sadece askeri bir mesele değil, aynı zamanda diplomatik alanda da önemli sonuçlara yol açabilir.
Sonuç olarak, İsrail Genelkurmay Başkanı'nın Suriye'ye yönelik saldırı planlarını onaylaması, bölgedeki dinamikleri etkileyecek önemli bir gelişme. Ortadoğu'daki güç dengeleri, bu tür askeri hamlelerle değişime uğrayacak ve uluslararası ilişkilerdeki karmaşık yapıyı daha da içinden çıkılması zor bir hâle getirecek. Ortadoğu'da barış ve istikrarın sağlanması, bu tür askeri planların hayata geçmesinin önünde bir engel teşkil etmekte. Ancak, çatışma ve gerilim dolu bir ortamda, bölgesel ve uluslararası aktörlerin beklentileri ile gerçeklik arasındaki makas, her geçen gün daha da açılmakta.