Uluslararası Para Fonu (IMF), artan enflasyon, faiz oranları ve jeopolitik belirsizlikler gibi ekonomik faktörlerin arka planda etkili olduğu bir dönemde, küresel kamu borcunun yükselişine dair uyarılarda bulundu. Dünya genelinde ülkelerin Covid-19 pandemisi sonrası toparlanma çabalarının yanı sıra, kamu harcamalarının sosyal yardım programlarına odaklanması ile borç seviyelerinin artacağı tahmin ediliyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu durumun önemli bir sorun haline gelebileceği vurgulanıyor.
IMF, 2023 için küresel kamu borcunun 94 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor. Bu rakam, dünya genelindeki toplam Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH) yaklaşık %90’ına denk geliyor. Borçlanan ülkeler, sıklıkla altyapı projeleri, sağlık harcamaları ve sosyal yardım programları gibi alanlarda harcama yaparken bu durumu sürdürmekte zorlanıyor. Sadece gelişmekte olan ülkeler değil, gelişmiş ekonomiler de yüksek borç seviyeleri ile karşı karşıya. ABD, Japonya ve bazı Avrupa ülkeleri, yüksek kamu borç seviyeleri ile 2024'te daha fazla zorluk yaşayabilecekleri tahmin ediliyor.
IMF, kamu borcundaki artışın sadece bugünün değil, geleceğin de en önemli ekonomik sorunlarından biri olacağını belirtiyor. Örgüt, bu borç seviyelerinin sürdürülebilirliği konusunda ciddi endişeler taşırken, yüksek borç seviyelerinin büyüme üzerindeki olumsuz etkilerini de gözler önüne seriyor. Yüksek borç yükü, devletlerin borçlarını geri ödemekte zorlanmalarına, sonuç olarak da ekonomik duraklamalara ve sosyal istikrarsızlıklara neden olabilir. Bu bağlamda, IMF, ülkelerin bütçelerini daha sürdürülebilir bir hale getirmek için gerekli önlemleri alması gerektiğini vurguluyor.
Gelecekte daha fazla ülkenin borç yapılandırma sürecine girmesi bekleniyor. Ülkelerin uluslararası mali piyasalarda rekabet edebilirliğini koruyabilmesi için borç yönetimi stratejilerini güçlendirmesi, vergi tabanını genişletmesi ve kamu harcamalarını etkin bir şekilde yönetmesi gerektiği ifade ediliyor. Kısacası, IMF’nin raporları, yüksek kamu borcunun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi ve sosyal istikrar açısından da riskler taşıdığına vurgu yapıyor. Bunun sonucunda, ülkelerin daha sağlam mali politikalar geliştirmeleri ve iktisadi büyüme hedeflerini sürdürebilmeleri için daha dikkatli adımlar atmaları gerekmektedir.
Sonuç olarak, IMF’nin uyarıları, dünya genelinde kamu borcunun artmasının yalnızca ekonomik bir mesele olmadığını, aynı zamanda sosyal yapıyı da tehdit eden bir durum olduğunu gösteriyor. Ülkelerin borç yönetim stratejilerini gözden geçirmeleri, daha sürdürülebilir bir ekonomik gelecek inşa etmeleri için kritik bir zorunluluk haline geliyor.