22 yaşındaki Ahmet Yılmaz, geçen hafta sonu arkadaşları ile birlikte bir kafede oturmuş ve güzel bir gün geçiriyordu. Tüm gün boyunca keyifli sohbetler, gülüşmeler ve kahkahalar eşliğinde geçen zamanın ardından, kafeden çıkıp evine doğru yürümeye başladığında, yaşamı boyunca unutamayacağı bir olayla karşılaştı. Ahmet, yolda yürürken aniden başlayan kurşun yağmurunun tam ortasında kalmıştı. Olay, sadece birkaç dakikada gerçekleşti; ama sonuçları hayatını köklü bir şekilde değiştirdi.
Ahmet, kafeden çıkar çıkmaz, ellerinde telefonlarıyla yürüyen bir grup gencin yanından geçerken, aniden patlayan silah sesleri duymaya başladı. İlk başta ne olduğunu anlayamadı; fakat birkaç saniye içinde ortalığın karıştığını fark etti. İnsanlar panik içinde koşmaya, sağa sola kaçışmaya başladı. Ahmet, geriye dönmeden hemen önce, yanındaki bir arkadaşının yaralandığını gördü ve bu manzara, onun için büyük bir korku kaynağı haline geldi. Kalp atışları hızla artarken, düşüncelerinde yalnızca kaçmak vardı. Birkaç hızlı adımla kendini güvenli bir alana atmayı başardı, ancak o anki şok haliyle ne yapması gerektiğini bilemedi.
Etrafta fırtına gibi koşan insanlar, bazıları yere yığılırken, diğerleri yardım etmeye çalışıyordu. Ahmet, o sırada bir dizi düşünce içinde kayboldu. Hem kendisi hem de arkadaşları için endişe duymaya başladı. “Bu olayın nereye varacağını düşündüm. Kafede geçirdiğim keyifli zaman bir anda kabusa döndü,” diye anlatıyordu o anı. Olayın ardından çevredekilerin hemen 112 Acil Servisi araması, olay yerine güvenlik güçlerinin gelmesi ve yaralıların hastaneye kaldırılmasında ilk yardım ekiplerinin hızlı müdahale etmesi, durumu bir nebze olsun kontrol altına almayı başardı.
Olay sonrası yaşananlar, Ahmet için bir dönüm noktası oldu. Kurşun yağmuruna tutulduktan sonra, yaşamında bir şeyler değişmişti. Arkadaşlarından birinin yaralanmasının yanı sıra, kendisinin de çok yakında orada bulunduğunu ve bu durumun ne kadar tehlikeli olduğunu görmek, onu psikolojik olarak derinden sarstı. “Artık dışarı çıkarken çok daha dikkatli olmam gerektiğini anladım. Sevdiklerim için de endişelenmeye başladım,” diyor Ahmet. Olayın ardından birçok insanın yaşadığı travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) belirtileri yaşamaya başladı. Düşüncelerinin bu kadar kararsız, kaygılı ve kafa karıştırıcı olmasını beklemiyordu. Gece uykuya dalmakta zorlanıyor, aniden uyanıyor ve yaşadığı dehşet anlarını tekrar yaşıyordu.
Psikolojik destek almak için bir uzmandan randevu almayı düşünen Ahmet, yaşadığı bu olayı daha iyi anlamak ve üstesinden gelmek için kendi içinde bir yolculuğa çıkmaya karar verdi. Gördükleri ve hissettikleri, onu içsel bir sorgulama yapmaya itti. Yalnızca yaşamakla kalmayıp, aynı zamanda hayatta kalmanın ne demek olduğunu sorgulayan bir sürecin içine girmişti. "Bu olay bana hayatın ne kadar kıymetli olduğunu, her anın değerini bilmem gerektiğini öğretmiş oldu," dedi.
Şimdi, Ahmet olayın ardından bir değişim sürecinde. Aile ve arkadaşlarının desteğiyle, yaşadığı korkuyu ve kaygıları yavaş yavaş aşmaya çalışıyor. Toplumun, gençlerin yaşadığı bu tür vahim olaylarla ilgili daha bilinçli ve duyarlı hale gelmesi gerektiğine inanan Ahmet, sosyal medyada yaşadığı olayı paylaşarak benzer durumda olan insanlar için farkındalık yaratmayı hedefliyor. Kendine yeni bir amaç edinmiş, hayatta kalmanın yanı sıra başkalarına da umut ve cesaret vermek istiyor. Tüm bunlar yaşadığı travmanın ardında yatan bir güçlenme sürecinin başlangıcını sembolü haline geldi.
Ahmet'in hikayesi, sıradan bir günde beklenmedik bir durumla karşılaşan gençlerin karşılaştığı zorlukların bir örneği oldu. Bu tür olayların toplum üzerinde yarattığı etkilerin ciddiyetini, bireylerin psikolojik dayanıklılıklarını artırarak aşabilecekleri mesajı, pek çoğuna ilham olacağı aşikar. Hayat bazen tam da böyle sürprizlerle dolu, ama önemli olan bu sürprizlere nasıl tepki verdiğimiz ve onları nasıl dönüştürdüğümüzdür.